Japon sirketi Sony'nin genel müdürü, golf oynarken müzik dinleyebilmesini saglayacak bir cihaz istemisti. Bunun üzerine firma teknisyenlerinden olusan bir ekip ilk kisisel kasetçalari gelistirdi: Walkman!
- Ingiliz Percy Shaw basit bir icattan servet sahibi...
oldu. 1933'de sisli bir gecede neredeyse otomobiliyle bir uçurumdan asagi düsüyordu. Otomoblin farlarindan yayilan isigin, yolun kenarindaki bir kedinin gözünden yansimasi hayatini kurtardi. Bu olaydan esinlenen Shaw, kedigözü adini verdigi bir yansitici icat etti. Kisa süre sonra birçok ülkenin yollarina bunlardan yerlestirildi.
- Ilk dikis makinesini, 1830'da Barthelemy Thimonnier adli Fransiz terzi yapmistir. Bu makinede ayak pedaliyla döndürülen bir tekerlek, igneyi kaldirip indiriyordu. Bir terzi dakikada ortalama 30 dikis atarken, bu alet 200 dikis atabiliyordu. Ancak bir çok terzi bu makine yüzünden isini kaybedebilecegi endisesine kapildi. Öfkeli bir kalabalik bu aletlerin 80 tanesini tahrip etti.
- Ilk basarili elektrikli süpürgeyi, Ingiliz mühendis Hubert Booth icat etmistir. Booth 1901'de British Vacuum Company adli bir sirket kurdu. Booth'un Puffing Billy adini verdigi makine yakitla çalisiyor ve evden eve, atlarin çektigi bir arabayla tasiniyordu. Üniforma giymis isçiler evdeki halilari temizlemek için makinenin hortumunu pencereden içeriye uzatiyorlardi!
- Joseph Bramah, karmasik bir kilit icat etti. Bunu açabilene de ödül vaat etti. Nihayet, 75 yil sonra, 1851'de dünyadaki en yeni teknolojilerin gösterildigi Londra'daki Büyük Sergi'de bir ziyaretçi kilidi açmayi basardi, ama bunun için tam 51 saat ugrasti.
- Daha önce bir sagirlar okulunu yöneten ABD'de yasayan Iskoç Alexander Graham Bell çalismalarina üniversitede devam etmistir. Bell ve Thomas Watson adli bir elektrik mühendisi bir mikrofon ve kulakliktan olusan ilk telefonu yaptilar. Tarihteki ilk telefon konusmasini 10 Mart 1876'da Bell yapmistir. Pantolonuna yanlislikla asit dökmüs ve arkadasina "Bay Watson lütfen gelir misiniz?" demistir.
- Ataci, 1900'de Norveçli Johann Vaaler icat etti. Kagitlari sikica tutabilmek için, iç içe geçmis iki halka olusturan, metal bir telden ibaret orijinal tasarim, bugüne kadar hemen hiç degismemistir. Daha önceleri kagitlar igneleyerek bir arada tutuluyordu.
- 1816'da Fransiz doktor Rene Laennec Paris sokaklarinda dolasirken, oynayan iki çocuk gördü. Çocuklardan biri elindeki tahta sopanin bir ucuna kulagini dayamisti, öbürü ise tahtanin öteki ucuna igneyle vuruyordu. Vurus sesleri tahtanin içinden iletiliyordu. Daha sonra Laennec bir sayfa kagidi rulo yaparak iple bagladi. Bunu hastanin gögsüne dayadiginda kalp atislarini dinleyebiliyordu. Bu alete Yunanca gögüs anlamindaki stethos sözcügünden gelen steteskop adi verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder